Parayı Veren Düdüğü Çalar Fıkrası
Parayı Veren Düdüğü Çalar Fıkrası- (Nasreddin Hoca) Bir gün Nasrettin Hoca pazara giderken çocuklar etrafını almışlar. Hepsi birer düdük ısmarlamış, ama para veren olmamış. Hoca...
Fıkra, latife, nükte veya nekre, özlü bir anlatımı olan, nükteli ve güldürücü kısa hikâye. Nasreddin Hoca fıkraları, Karadeniz fıkraları ve Bektaşi fıkraları bunlara örnektir. Hikâye şeklinde olmayan güldürücü sözlere espri veya nükte denir. Espri anlamında da kullanılan şaka kavramı ise güldürücü hareketleri de kapsar. Milletlerin ortak hayat görüşünü, zekâ ve hazırcevaplılığını yansıtmaktadır. Sözlü edebiyatın ürünleri olan fıkralar zamanla anonimleşerek iç içe girmiş giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşarak tek bir olayı içinde barındırmaktadır.
Latife ve daha sonraki adlandırılışıyla fıkra anlatım bakımından hikâye, güldürme yönünden de gülmece karakteri taşıdığı için bu iki tür arasında görülmüştür. Kâşgarlı Mahmud’un küg ve külüt kelimeleriyle karşıladığı fıkra “halk arasında ortaya çıkıp insanları güldüren şey, halk arasında gülünç olan nesne” şeklinde açıklanmıştır. XVI. yüzyıldan sonra Osmanlı Devleti’nde terim olarak kullanılmış ve fıkraların toplandığı eserlere de “letâif, letâifnâme” denmiştir. Latife sözcüğü XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren fıkra, nükte, nekre vb. kavramlarla eş anlamlı olarak kullanılmaya başlanmıştır. XX. yüzyıl ile halk edebiyatının bir ürünü olarak ele alınmış ve “latife”ye oranla “fıkra” adı yaygın olarak kullanılmıştır.
Parayı Veren Düdüğü Çalar Fıkrası- (Nasreddin Hoca) Bir gün Nasrettin Hoca pazara giderken çocuklar etrafını almışlar. Hepsi birer düdük ısmarlamış, ama para veren olmamış. Hoca...
Hiç Hakkı Fıkrası – (Nasreddin Hoca) Nasreddin Hoca’ya kadılığı sırasında bir adam başvurmuş. Yanında da kılıksız bir hamal varmış. – Bu adamdan davacıyım Kadı Efendi,...
Hoca ve Kabak Fıkrası – (Nasreddin Hoca) Nasreddin Hoca, bir Ramazanda civar köylerden birine gitmiş. Daha ilk gün, vaaz sırasında kabaktan “cennet yemeğidir” diye bahsetmiş....
Hocanın Kılıcı Fıkrası- (Nasreddin Hoca) Nasreddin Hoca zamanında, Akşehir´de silah taşıma yasağı ilan edilmiş. Hoca da bir kılıç kuşanıp, sokağa çıkmış. Bu işin kontrolü ile...
Kazan Doğurdu Fıkrası- (Nasreddin Hoca) Bir gün Hoca, komşusundan bir kazan ister, işini bitirince kazanın içine küçük bir tencere koyup geri iade eder. Kazan sahibi...
Gülmez Sultan Fıkrası (Nasreddin Hoca) Nasreddin Hoca’nın karısı, hep asık suratlıymış. Gülmek nedir hiç bilmezmiş. Hoca pek çok kere ona bu sevimsiz huyunu terk etmesi...
Gönlüm Razı Olmadı Fıkrası (Nasreddin Hoca) Nasreddin Hoca, kasabadan Kur’an-ı Kerim, tefsir ve ilmihal gibi bazı kitaplar almış. Bir çuvala yerleştirmiş.Çuvalı sırtına almış, eşeğine binmiş...
Ya Tutarsa Fıkrası (Nasreddin Hoca) Bazı insanlar olması güç istekleri uğruna zamanlarını harcarlar. Nasrettin Hoca’da bu konuda nasihat verebilmek için göl kenarına yoğurt mayasıyla gitmiş....
Eşeğe Neden Ters Binmiş Fıkrası (Nasreddin Hoca) Bir gün Hoca, eşeğine binerek , arkasına takılan bir kısım insanlarla birlikte, camiden eve dönerken birdenbire durur, hayvandan...
Elin Ağzı Torba Değil ki Büzesin Fıkrası (Nasreddin Hoca) Nasreddin Hoca oğlunu okulundan alırken eşekle gelmiş. Oğluyla eşeğin üzerinde evin yolunu tutmuşlar. Aradan zaman geçmiş....
Balık Başı Fıkrası (Nasreddin Hoca) Hoca yolculuk sırasında mola verip bir hana girer, bu sırada hana bir başka yolcu daha girer ve ikisi birden hancıdan...
Baba Sözü Dinleyeceği Tutmuş Fıkrası (Nasreddin Hoca) Nasreddin Hoca’nın bir oğlu varmış. Ne denirse tam tersini yaparmış. Bir gün Nasreddin Hoca ile oğlu Akşehir’e gidip...
Atınca Uzarmış Fıkrası – Nasreddin Hoca Nasreddin Hoca, bir gün çarşıda gezerken, adi görünüşlü bir kılıcın yüz akçeye satılmakta olduğunu görmüş. Şaşkınlık içinde: – Yahu!...
Al Elimi Fıkrası (Nasreddin Hoca) Bir gün Nasreddin Hoca, dostları ile birlikte kıra pikniğe gitmiş. Bir dere kenarında gezerlerken, içlerinden biri derin olan dereye yuvarlanıvermiş....
Acemi Bülbül Fıkrası (Nasreddin Hoca) Nasrettin Hoca bir gün komşusunun bahçesine girer. Bahçedeki armutları görünce dayanamaz.Kendi kedine “Bu armutları kesin yemem lazım,çok canım çekti.” diye...