Bir zamanlar, deniz kenarındaki küçük bir köyde yaşayan Mira adında meraklı bir kız vardı. Mira, her gün dalgaların kıyıya getirdiği şeyleri incelerdi. Bazen eski bir şişe, bazen de rengârenk deniz kabukları bulurdu. Ama bir gün, hiç görmediği kadar güzel bir deniz kabuğu buldu. Bu kabuk, gökkuşağının tüm renklerini taşıyordu ve hafif bir uğultu çıkarıyordu.
Merakına yenik düşen Mira, kabuğu kulağına götürdü. Ancak bu sıradan bir uğultu değildi. Bir ses fısıldıyordu:
“Deniz Kabuğu Şehri tehlikede. Yardımına ihtiyacımız var.”
Mira, bu mesaj karşısında şaşkına döndü. Kabukla konuşmaya devam etti ve ses, ona şehre nasıl ulaşacağını anlattı. “Denizin altında bir kapı var,” dedi ses. “Bu kapıyı sadece cesaret edenler açabilir.”
Mira, hiç tereddüt etmeden kumsaldaki eski bir sandalını aldı ve denize açıldı. Dalgaların arasında, kabuktan gelen ışık ona rehberlik etti.
Mira, suyun altında bir geçit buldu. Kabuk, parlak bir şekilde ışıldadı ve geçit açıldı. Mira, birdenbire kendini denizin altındaki büyülü bir şehirde buldu. Bu şehir, mercanlardan yapılmış evler, ışık saçan denizanası lambaları ve parlak balıkların süzülüp durduğu bir cennet gibiydi. Ancak şehrin sakinleri, endişeyle doluydu.
Kraliçe Marina, Mira’yı karşılayarak ona şöyle dedi:
“Deniz kabuğunu bulan kişi, bizim kurtarıcımızdır. Denizlerimizi tehdit eden karanlık bir yaratık var: Gölgeli Yılan Balığı. Bu balık, ışığımızı çalıyor ve şehrimizi karanlıkta bırakmak istiyor. Ancak cesur bir yürek bu yaratığı durdurabilir.”
Mira, önce biraz korktuysa da deniz halkının ona güvenle baktığını görünce cesaretini topladı. Kabuk, ona rehberlik etti ve Gölgeli Yılan Balığı’nın saklandığı karanlık bir mağaraya ulaştı.
Yılan Balığı, devasa ve korkutucuydu. Ancak Mira, kabuğu eline alarak ışığını ona doğru tuttu. Kabuk, o kadar parlak bir ışık saçtı ki Yılan Balığı kaçmaya başladı. Mira, onu uzaklaştırmayı başardı ve deniz halkı ışıklarını geri kazandı.
Kraliçe Marina, Mira’ya bir ödül olarak büyülü deniz kabuğunu verdi. Bu kabuk, ona her zaman yardım edecek ve Mira’nın çağrısını duyacaktı. Mira, şehre veda ederek kendi köyüne döndü. Ancak bir daha asla sıradan bir hayatı olmadı. O artık Deniz Kabuğu Şehri’nin kahramanıydı.
