Bir zamanlar, gökyüzüne bakan küçük bir köyde yaşayan Yaren adında bir kız vardı. Yaren, yıldızlara hayrandı ve onları izlemeye bayılırdı. Her gece, gökyüzünde parlayan yıldızlara bakarak bir dilek tutardı. Ama bir gün, köyün üstünde yıldızlar birer birer kaybolmaya başladı. Gökyüzü, karanlık bir perdeye dönüşmüştü.
Köy halkı bu durumu anlayamıyor, yıldızların neden kaybolduğunu çözmeye çalışıyordu. Yaren, “Yıldızlar bizim rehberimiz, onların geri gelmesini sağlamalıyız,” dedi. Cesaretini toplayarak, kaybolan yıldızların sırrını çözmeye karar verdi. Yaren’in bu kararı, köyde büyük bir şaşkınlıkla karşılandı. Ama onun cesareti, köyün yaşlı bilgesi İrfan’ın dikkatini çekti.
İrfan, Yaren’e yıldızların kaybolmasının bir sebebi olduğunu ve Gece Çiçeği adlı nadir bir bitkinin yıldızları geri getirebileceğini söyledi. Ancak Gece Çiçeği, yalnızca en karanlık gecede ve en uzak vadide açardı. Bu yolculuk kolay olmayacaktı, ama Yaren kararlıydı. Yanına en iyi dostu olan küçük tilkisi Ateş’i alarak yola çıktı.
Ormanın derinliklerine girdiklerinde, ilk karşılarına çıkan engel devasa bir göl oldu. Bu gölün üzeri sisle kaplıydı ve görünmez bir köprüyle geçilebildiği söylenirdi. Yaren, cesurca göle doğru ilerledi. Sisler arasında dikkatle yürürken, suyun yüzeyinde yıldızların yansımasını fark etti. Bu yansımalar, ona doğru yolu gösterdi.
Yaren ve Ateş, gölü geçtikten sonra rüzgarlarla dolu bir boğaza ulaştılar. Burada, sert rüzgarlar onları geri itmeye çalışıyordu. Ateş, kuyruğunu kullanarak yerdeki yapraklardan bir yol yaptı ve bu yol, rüzgarların yönünü takip etmelerini sağladı. Boğazı geçtiklerinde, karşılarında hiç ışık olmayan bir mağara gördüler.
Mağaranın içine girdiklerinde, her adımda yerin biraz daha karardığını hissettiler. Ateş, parlak gözleriyle yolu bulmalarına yardım etti. Mağaranın sonunda, bir ışık huzmesi gördüler. Gece Çiçeği oradaydı, ama çiçeğin yanında devasa bir yaratık uyuyordu. Yaren, dikkatlice yaratığa yaklaşıp ona zarar vermeden Gece Çiçeği’ni almak zorundaydı.
Yaren, kalbindeki cesaretle, yaratığa yaklaştı. Çiçeği kopardığında, yaratık birden gözlerini açtı. Ancak yaratık, Yaren’in zarar vermek istemediğini anladı ve ona bir gülümsemeyle karşılık verdi. “Bu çiçek, sadece gerçek bir yıldız avcısına ait olabilir,” dedi ve geri çekildi.
Yaren ve Ateş, Gece Çiçeği’ni aldıktan sonra köye geri döndüler. Köyün ortasına bu çiçeği diktiklerinde, bir mucize gerçekleşti. Çiçeğin ışığı, gökyüzüne yayıldı ve kaybolan tüm yıldızlar birer birer geri geldi. Köy halkı sevinçle doldu ve Yaren’i kahraman ilan etti.
O günden sonra, Yaren’e “Yıldız Avcısı” adı verildi. Onun cesareti ve azmi, yıldızların yeniden parlamasını sağladı ve köyde asla unutulmayacak bir efsane haline geldi.
